İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI TARAFINDAN DUYURULAN YENİ KORONAVİRÜS SALGINI İLE MÜCADELE KAPSAMINDA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER HAKKINDA

Tüm dünyada etkisini gösteren koronavirüs salgını karşısında işverenlerin; çalışanlarını koronavirüs salgının ölümcül riskine karşı korumasının yasal bir zorunluluk olduğunu söylemek mümkündür. İşverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında iş yerlerinde alması gereken birçok önlem bulunmakta olup, bu yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda cezai ve hukuki sorumlulukları doğacaktır.

Bu kapsamda, çalışanın koronavirüs hastalığına yakalanması, işverenin bu salgın hastalık sebebiyle alması gereken önlemler ve sair hususlara ilişkin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (“Bakanlık”) ve İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (“Müdürlük”) tarafından iş yerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine ve sair hususlar hakkında yayınladığı bilgilendirme metinlerinin yol gösterici olduğunu düşünüyoruz.

Konu ile ilgili değerlendirmelerimizi paylaşmadan önce, çalışanın koronavirüs hastalığına yakalanması halinde bu durumun bir iş kazası mı yoksa meslek hastalığı mı olarak değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak isteriz.

  1. İşçinin Koronavirüs Hastalığına Yakalanmasının İş Kazası ve Meslek Hastalığı Kapsamında Değerlendirilmesi:

Çalışanın iş ilişkisi devam ederken, koronavirüs hastalığına yakalanması halinde, ileride doğabilecek herhangi bir uyuşmazlıkta işçinin meslek hastalığına mı yakalandığı yoksa iş kazasına mı uğradığı tartışma konusu olabilecek ve bu konuda işverenlerin hangi hükme göre sorumlu olacakları ve böylece gerekli tedbirleri alıp almadığı önem arz edecektir.

İş kazası ve meslek hastalığının tanımı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılmış olup; Kanun’un 14. Maddesinde meslek hastalığı “sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri” olarak; Kanun’un 13’üncü maddesinde ise iş kazası “sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay” olarak tanımlanmıştır.

Her iki madde hükmünde yer alan tanımlar incelendiğinde, çalışanın koronavirüs hastalığına yakalanması halinde bu durumun meslek hastalığı olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşmak mümkündür. Zira maddede yer alan tanımda meslek hastalığının işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden meydana gelmiş olması gerekmektedir. Elbette ayrık bazı haller saklı kalmak kaydıyla bu kapsamda koronavirüs hastalığına yakalanan çalışan için bu şartların gerçekleşmediği açık olduğundan, mevcut durumda meslek hastalığı değerlendirmesi yapılmasının doğru olmayacağı kanaatindeyiz.

Nitekim bu konuda hâlihazırdaki hâkim görüş de, Yargıtay’ın yakın tarihte verdiği bir karar ışığında[1]; salgın hastalık halinin iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Dolayısı ile çalışanın koronavirüs hastalığına yakalanması durumunun iş kazası olarak değerlendirilmesi halinde işverenlerin de iş yerinde bu hususta gerekli tedbirleri alması büyük önem arz etmektedir.

[1] Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/5018 E., 2019/2931 K., 15.4.2019 tarihli kararında; Domuz Gribi salgını sırasında Ukrayna’ya yük taşıyan tır şöförünün, Domuz Gribi’ne yakalanmasını Yargıtay iş kazası olarak değerlendirmiş ve işvereni sorumlu tutmuştur. “Somut olayda,tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği,11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı,Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği,buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.”

  1. Koronavirüse İlişkin İş Sağlığı Ve Güvenliği Kapsamında İşverenler Tarafından Alınması Gereken Önlemler:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların sorumluluk, hak ve yükümlülükleri düzenlenmektedir.

Son zamanlarda gündemde olan koronavirüs salgını sebebiyle bilhassa işverenlerin iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlayabilmesi için alması gereken önemler büyük önem taşıyacağından bu kapsamda; iş yerlerinde koronavirüse karşı alınması gereken önlemlere ilişkin olarak Bakanlık tarafından bir bilgilendirme metni yayımlanmış ve yayımlanan bilgilendirme metni doğrultusunda Müdürlük tarafından da koronavirüs salgını ile ilgili olarak çalışma hayatının taraflarından olan işverenler ve çalışanlardan gelen sorulara istinaden; bu soruların cevaplarını içeren bir bilgilendirme metni yayımlanmış olup, bu metinler kapsamında özellikle işverenlerin salgın sürecinde, işçiye ve iş yerine yönelik olarak alması gereken tedbirler ve bu konuda neler yapması gerektiği açıkça yazılmıştır.

Her iki metnin de işyerleri açısından yol gösterici olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede Bakanlık tarafından yayınlanan bilgilendirme metinlerine incelemek için buraya Müdürlük tarafından koronavirüs salgını ile ilgili olarak işçi ve işverenlerden gelen soru ve cevap listesine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

6331 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi ve Bakanlık ve Müdürlük tarafından yayımlanan bilgilendirme rehberleri beraber değerlendirildiğinde özellikle işverenler tarafından aşağıdaki iş ve işlemlerin yerine getirilmesi gerektiğini söylemek mümkündür:

Yukarıda yer alan işbu yükümlülüklerin yanı sıra bilgilendirme metninde detaylı bir şekilde işverenlerin yerine getirmesi gereken iş ve işlemler ayrıntısıyla sayıldığından bu noktada ilgili konu başlıklarının detaylıca incelenmesini tavsiye etmekteyiz.

Öte yandan, yukarıda belirtilen yükümlülüklerin yanı sıra işverenler tarafından bu süreçte çalışanlara koronavirüs salgını ile ilgili bir eğitim verilmesi gerekmekte olup, bu durum işverenler açısından büyük önem arz etmektedir. Bu eğitimin yapılış şekline ilişkin olarak yapılan duyurularda uzaktan eğitim şeklinde verilmesi önerilmektedir. Bu şekilde yapılamayan eğitimlerde sosyal mesafe ve hijyen kurallarına özellikle dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Konu ile ilgili yayımlanan bilgilendirme metinleri ve duyurular kapsamında iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarınız ile birlikte süreci takip etmenizi tavsiye etmekle birlikte, konuyla ilgili herhangi bir hukuki sorunuz olması halinde bizimle her zaman iletişime geçebileceğinizi belirtmek isteriz.